Kapıdan girerken sanki ciddi bir görüşmeye gelmiş gibi havalı davranıyor, ama içeride ortam bambaşka. Başörtüsü yana kayıyor, dudaklarını büzüp “yapma” der gibi bakıyor. İstemem yan cebime koy edasıyla önce geri çekiliyor, sonra arsız bir kahkaha atıp kalçasını sallıyor. Hırçın nefesler, utangaç gülüşler arasında iş görüşmesi bir anda şehvet oyununa dönüşüyor. “İşe almadık ama sana başka iş var” lafı odada yankılanırken, masumiyet çoktan kayboluyor. Baştaki resmi hava gidiyor, yerine azgın bir fahişenin teslimiyeti geliyor.