Karım bazen öyle bir bakıyor ki gözlerinden ateş çıkıyor, ben de deliriyorum. Önce surat yapıyor, tersliyor, ama üstüne gittiğimde birden kedi gibi yumuşuyor. Öyle kolay kolay teslim olmaz, biraz söver, biraz hırçınlaşır. Ama bacakları titremeye başlayınca iş değişiyor; “yapma” derken dudaklarımdan ayrılmıyor, nefesi kesiliyor. Ben bastırdıkça daha çok bağırıyor, “hadi, daha derine” diye azdırıyor. Karım işte, hem arsız hem de utangaç rolüyle beni deli ediyor. O gece sabaha kadar ikimiz de susmadık, hem konuştuk hem inledik.

Kategori:

Türk