Güya iş seyahatindeydi, ama otel odasında iş başka boyuta geçti. Önce utangaç gibi davranıyor, “yapma yanlış” diyor ama dudaklarımdan ayrılmıyor. Perdeler kapanınca kadın bambaşka oluyor; eteğini kaldırıp kendini yatağa atıyor. Bir yandan sövüyor, bir yandan kahkahalarla “hadi daha sert” diye azarlıyor. Kocasının haberi yok ama karısı otelde azgın bir fahişe gibi çıldırıyor. Sessiz kalmaya çalışıyor ama her darbede çığlıklarını yutamıyor. Hem hırçın hem arsız, yasak aşkın tadını çıkara çıkara yaşıyor. O gece otelde sadece nefesler, inlemeler ve zevk kaldı.